top of page

TEŞHİS DÜŞÜNCEYE BİR ÖRNEK

Diagnostik (teşhis) düşünceye bir örnek: Böbrek iflası ve komidin üzerinde bir kutu D vitamini


Acil doktoru, bitkin düşmüş insanın yanı başında duran 5 kutu tansiyon düşürücüyü hiç hesaba katmaksızın, bir kutu ‘’alışılmışın dışında’’ D vitaminini düşünüyor.


Ne var ki D vitamini değil, ‘’çok normal’’ hipertansiyon tedavisi kan basıncının düşüp, kan dolaşımının iflas etmesine neden olabiliyor. Toxinli kan basıncı düşürme tedavisi (ilaç) neticesinde böbrekler geri dönüşümsüz olarak hasar alabilir, burada özellikle Amlodipin tip kalsiyum antagonistlerin tehlikesini bilmek gerekir, etkisi hiçbir zaman limitli değildir, kanda biriktikçe basınç sıfır noktasına kadar düşebilir. Oysa doktor, hastayı teslim ederken meslektaşlarına, yanıltıcı teşhis olan ‘’D vitamini zehirlenmesi şüphesi’’ bilgisini de vermiştir.


Bu yanlış teşhis üzerinden günlerce yoğun bakımda yanlış yöntemlerle zaman kaybediliyor, böbrek kurtarılmıyor, dializ gerekiyor ve ancak o zaman başka bir sebep hakkında düşünülmeye başlanıyor. Hiç kimse D vitamininin bir kerecik ölçülüp ölçülmediğini sormuyor, aynı şekilde serum kalsiyumu da hiçbir zaman yüksek değil. Buna rağmen hastanın yakınlarına sebep olarak ‘’D vitamini’’ gösteriliyor. Bu şekilde gerçek sebep saklanıyor (hipertansiyon farmakolojik tedaviden kaynaklı böbrek iflası), çünkü bu doktorların sebep olduğu bir şeydir. Böbreklerin ilaç terapisinde iflas etmesi sık rastlanan bir şeydir fakat doktorun sorumluluğu olacağı için bunu asla anmazlar.


Bir doku örneği testinde böbreklerde ‘’kireçlenme’’ tespit ediliyor ve bu ‘’kanıt’’ olarak kullanılıyor. İstek üzerine patolog ‘’bu tür kireçlenmelerin D vitamini intoksikasyonunda da olabileceğini’’ belirtiyor ve buda olayı örtbas etmekte işe yarıyor. Dürüstçe olacak bir açıklama şu olurdu: Hiç vitamin D alınmamış olsa bile neredeyse her yaşlının böbreklerinde kireçlenmelere rastlanır!


Durumun bilimsel tespiti için şu verilere bakılması gerekiyordu: D vitamini değeri, PTH (parat hormon) değeri, kalsiyum değeri ve AP değeri. Bu tür testler doktorlar tarafından ‘’gereksiz’’ olarak nitelendirilerek reddediliyor, bu nedenle hikayedeki dramanın sebebi oluyor. Doktorlar güçleri dahilinde her şeyi yaparlar, ne var ki bu testler bir hasta için 27 euro’dur ve bir doktor asistanının böyle bir gücü yoktur, 2 euro üzerinde olan ekstra testler bile onların azar işitmeleri ve hedef tahtasına konmaları için yeterlidir. Yani ‘’gücümüz dahilinde’’ sözcüğü ‘’ekonomik çıkarlarımıza uygun olan güç’’ demek oluyor.

Doktorlar birliği komisyonu ise bütün veriler tamam olmadığı halde rezilce bir açıklama yapıyor: ‘’D vitamini zehirlenmesi’’


Bir örnek daha


Diagnostik (teşhis) düşünceye bir örnek: ‘’sarhoş adam’’ yarı baygın hastanın rutin denetimi mahkemede sonuçlandı.


Bir insan elinde bir bira şişesi ile yarı baygın bulunuyor. Rutinlerine bağlı acil doktoru geliyor ve ‘’sarhoşun ayılması için’’ onu bir odaya aldırıyor. Ertesi gün hasta ölü olarak bulunuyor. Hasta yakınlarının isteği üzerine patolog araştırma yapıyor ve hastanın bulunduğu anda kanındaki alkol oranının 0,8’den kesinlikle daha yüksek olmadığını söylüyor. Hastanın ölüm sebebi BEYİN KANAMASI olarak tespit ediliyor. Yardımın terkedilmesi sebebiyle doktorlar mahkemeye veriliyor.

Tanıtılan Yazılar
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page