MEDYA, KANSERE KARŞI AGRESİF TERAPİLERİN BAŞARISINA İNSANLARI NASIL İKNA EDİYOR?

Pensilvanya üniversitesinden bir grup araştırmacı bu olayı yakından incelediler.

Büyük ve çok okunan 8 gazete ve 5 büyük magazin dergisinin 2005-2007 arasında ki yayınlarını incelediler. 2228 konu arasından tesadüfi olarak seçtikleri 436 konu içeriğini analiz ettiler. En önemli sonuçlar şöyle özetlenebilir:

1. Başlıkların %32den fazlası en az bir hastanın başarılı terapisinden bahsediyordu. Yalnızca %7.6sı bu hastaların zaten ölüme yakın durumda olduklarını açıkladı. Pozitif ne negatif sonuçları olduğu gibi izah edenlerin sayısı yalnızca %2.2 olarak tespit edildi. Yayıncıların odak noktası agresif terapi metotlarının pozitif sonuçlarına ikna idi. Bu terapilerin ölüm riski ve paliatif terapiler önemli şekilde azaltılıyordu.

2. Bu terapilerden ölenlerin sayısı yalnızca %21.3 olarak veriliyordu, oysa bu terapilerden sağ kurtulanların oranı %50 civarında bulunuyor.

3. Yayınlar %75 oranında bu agresif terapileri ön plana çıkarıyor, %13.1 oranı bu terapilerin ölümle sonuçlanma ihtimalinden bahsediyor, yalnızca 2 gazete yaşamın sonuna gelen hastanın bakım ve terapisinden bahsediyor ve %2.5 palliatif terapileri anlatıyor.

4. Başlıkların yalnızca %30u bu terapilerin ağır yan etkileri olabileceğini ve kısmende olduğunu açıklıyor.

KANSERE KARŞI SAVAŞ konusunda yapılan bu haberlerde okurların, tıbbın kansere karşı zafer üstüne zafer elde ettiğini ve çok yakın zamanda kanserin bir grip kadar kolay tedavi edilebileceğini düşünmeleri isteniyor. Bu şekilde insanlar bir hastalıktan korunmanın farklı yollarını araştırmaya bile gerek görmüyorlar veya kanseri yenmenin alternatif yollarını akıllarına bile getirmiyorlar.

Aynı şeyler Diabet, Alzheimer gibi bir çok hastalık üzerinde de yapılıyor.