Mineraller kationlar (pozitif yüklü) ve Anionlar (negatif yüklü) olmak üzere ikiye ayrılırlar
Klorid anionlara dahildir. Doğada ve canlılarda yalnızca bileşen olarak bulunurlar, en tanınmış formu sodyum-klorid’dir (yemek tuzu), bir negatif ve pozitif iyonlar bileşiminden oluşan tuz (elektrolit).
Klorid insan organizması için önemlidir, sodyumla birlikte özellikle hücrelerin dışında (hücrelerin arasında) özel biyokimyasal ve fiziksel süreçler aracılığı ile sinir empülslerinin iletişimini sağlar. Ayrıca klorid suyun hücre içlerine ve bedene dağılımını sağlar ve böylece pH değerinin korunması ile dokuların gerginliğinde de önemli rol oynar.
Sodyuma olan ilgisi ve izole halde bir fonksiyonu olmadığı gerçeğinden dolayı metabolizmada oluşan bazı aksaklıklar hem sodyumla hem kloridle alakalı olabilir.
Günlük ihtiyaç yaşa göre değişir ve gıda yoluyla alınır (tuz). Değer hakkında bir genelleme pek mümkün olmuyor, ülkelere, beslenme kültürlerine vs. göre değişebiliyor. Avrupa da bilim-adamları, klorid’in zaten bir çok gıda içerisinde bulunmasından dolayı az tüketilmesini öneriyorlar. Bir gram yemek tuzu, 0.6 gram klorid ve 0.4 gram potasyumdan oluşuyor, bu oran günlük tuz tüketimini hesaplayabilmek açısından önem taşıyabilir.
Bebekler ve çok küçük çocuklar için önerilen günlük miktar 270 mg
10 yaşına kadar 690 mg
15 yaşına kadar 830 mg
Yetişkinler için en az 830 mg
Kesinlikle yüksek olarak kabul edilen miktar ise 3,6 Gram ve potasyumla birlikte en çok 6 gram (potasyum-klorid)
Klorid alımına özellikle dikkat etmesi gereken insanlar örneğin böbrek ve kalp hastalarıdır, çünkü örneğin potasyumklorid aşırı dozajı bu organları etkiler (böbrek fonksiyonu azalması ve yüksek tansiyon), ne var ki bir çok gıdanın içerisinde gizli olarakta bulunmasından dolayı miktarı tutturmak kolay değildir. Özellikle endüstriyel hazırlanmış gıdalar bunlara dahildir.
Kan serumunda bulunan mineraller bazı durumlarda organizmanın hastalıkları veya sorunları hakkında ip ucu verebilir.
Yetişkinler için normal kabul edilen değer 95 – 105 mmol/l
Çocuklar için 95 - 112 mmol/l.
Klorid düşmesine neden olan sorunlar: uzun süren kusma, bazı metabolik hastalıklar (hiperaldosteronismus, cushing hastalığı). Terleme yolu ile de Klorid atılır. Vücuttan su atmak için kullanılan bazı ilaçlar da klorid eksilmesine neden olur. Aynı şekilde bazı hormon preparatları da kloridin vücuttan atılmasına neden olur.
Genel olarak kloridin eksilmesi yaşamsal tehlike içermez fakat bazı fonksiyonların yavaşlamasına neden olur. Kloridin eksilmesini gösterebilecek belirtiler şunlardır: susuzluk hissinde artış, baş dönmesi, baş ağrısı, zihinsel bulanıklık, vücudun bazı bölgelerinde su toplanması, kas kasılmaları ve kendinden geçme (kısa süreli baygınlık).
Kloridin yüksek bulunması ise öncelikle bir böbrek iflası olmak üzere böbrek sorunlarını akla getirmelidir. Uzun süreli ishalde (bikarbonat kaybı) klorid yükselmesine neden olur (bunun nedeni asit baz dengesindeki bozulmadır). Diğer sebepler bazı ilaçlar (karboanhidraz blokürü), hiper ventilasyon (anormal derecede hızlı nefes alıp vermek suretiyle kanın alkali sınırını aşması).
Klorid yükselmesinin belirtileri, klorid düşmesindeki belirtilere benzer, burada da aynı şekilde su içme isteği artabilir, kas aktivitesi ve cilt gerginliği ise şartlara bağlı olarak düşüktür.
