KIZAMIK AŞISINI DAYATMA ÇABASI
Sürekli sizlere aşılar hakkında resmi veriler, üst düzey yetkililer, araştırma sonuçlarından bilgiler aktarıyorum. Dünya çapında bunu yapan tek kişi ben değilim, konunun farkında olan bir çok insan eli ulaştığı, gücü yettiği yere kadar sizlere bilgi aktarmaya çalışıyor. Benim en büyük avantajım veya sizlerin benden elde ettiğiniz avantaj ise, bilgileri yabancı kaynaklardan aktarıyor olmam ve ülke dahilinde bulunmayan, yaygın olmayan veya bilinmeyenleri sizlere aktarabiliyor olmam. Sözü uzatmadan izaha başlamak istiyorum.
Bugün Alman sağlık haberleri sitesinde (Deutsche Gesundheits Nachrichten | Veröffentlicht: 31.08.18 08:38 Uhr) şöyle bir haber okudum (özet):
ONBİNLERCE AVRUPALI KIZAMIĞA YAKALANDI
Dünya sağlık örgütü (WHO) Kopenhagen’de açıkladı: 2018’in ilk yarısında yetişkinler ve çocuklar olmak üzere 41.000 insan kızamığa yakalandı. ‘’En az’’ (DÜNYA sağlık örgütünün net rakam vermemesine ne dersiniz?) 37 ölüm vakası bildirildi. 2017 yılında toplam 23.927 vaka ve 2016 yılında ise yalnızca 5273 vaka bildirildi.
Vaka sayısının en az olduğu 2016’dan sonra enfeksiyonların dramatik bir şekilde arttığı gözlemlendi diyen dünya sağlık örgütü Avrupa müdürü Szuzsanna Jakab, dünya sağlık örgütünün 53 üyesini kapsamlı önlem almaya çağırdı ve ‘’herkes için sağlık aşıdan başlar, bu hastalık durdurulmadığı ve elimine edilmediği sürece, gelişmelerle ilgili sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılmayız’’ dedi.
Kızamık vakalarının yarıdan fazlasının (23.000), sorunlar nedeniyle aşı ve denetimin aksaması nedeniyle Ukrayna’da görüldüğü, fakat Fransa, Gürcistan, Yunanistan, İtalya, Rusya ve Sırbistan’da da 1000 üzerinde vakaya rastlandığı söyleniyor..
………….
Evet, hepsi bu kadar sayın seyirciler. Halk arasına panik yaymak, ÇOĞUNLUĞU ikna etmek, ikna olmayanları ise mecbur bırakmak için bu kadar yeterli. Bir örgüt kurulur, denetimi kendi elinde ve ipi farma sektörünün elinde, bu örgüt devletlere yasal olarak kabul ettirilir ve sonrasında bu yasal örgüt! Ne derse o olur. Şu kısacık haberde her hangi bir tutanak, resmi istatistik veya başka her hangi bir detay görebiliyor musunuz? Sizlere sunulan bilgileri hiç etmenizin bedellerini hep birlikte ödeyeceğimizin bilincinde misiniz? Bütün bu oyunların çoğunluğun korkuları ve ütopyaları, dogmatik inançları üzerinden yapılabildiğinin farkında mısınız? Verdiğim ve vereceğim bilgileri lutfen ciddiyetle okuyun, anlamak için zaman ayırın, ANLAMIYORUM demeyin, profesörümüz dedi ki, doktorum dedi ki, ama fakat lakin demeyin, anlayıncaya kadar çaba sarfedin. Ben de size bu bilgileri sunmak için ağrı, sızı, uyku, dinlenme, eğlence, ev, aile, yaşamsal ihtiyaçlar gibi her şeyden feragat ediyorum, karşılığında sizlerden bir çıkarım mı var? Talebim mi var? O halde ?
Şimdi gelelim hakikatlere
………………..
1. Dr. Stefan Lanka 01.12.2016 tarihinde Kızamık virüsü davasını kazandı! (Almanya yüksek mahkemesi)
‘’1945 sonrası özellikle Bilima-damları için, yüzlerini çevirip, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmamaları gereksinimi geçerlidir. Özellikle yaşamın korunması hakkı, bedensel bütünlük hakkı ve onur söz konusu olduğunda, itiraz ve çürütmelere yüz çevirip gitmek, benim bakış açıma göre açıklanamaz ve özrü kabul edilemez.
Son zamanlarda yüzbinlerce Mülteci yasal olarak geçerli bir irade beyanı olmaksızın aşılanıyor. Bu yolla kısa-orta ve uzun vadeli aşı hasarları ve ölümler oluyor, ki bunlar için hiçbir yasal açıklama da bulunmuyor. Bu insanlar illegal olarak aşılanıyorlar ve bedensel bütünlük hakları ve yaşam hakları ellerinden alınıyor’’. (Dr. Stefan Lanka, ifada 02.11.2015)
MAHKEME DE KIZAMIK VİRÜSÜ: YARGILAMA? YANLIŞ YARGILAMA? SÖZDE YARGILAMA?
İkinci Mahkeme (Ravensburg mahkemesi 12.03.2015 ) (Dosya Bardens ./. Lanka; dosya no: 4 O 346/13)
İlk kez, bir hastalık yapıcı virüs gerçekten var mı yok mu davası oluşuyor.
Olay şöyle gerçekleşiyor: Biyolog Dr. rer. nat Stefan Lanka 2011 yılında kızamık virüsünün olmadığını, açıklamalarda virüs olarak adlandırılan şeyin hücre parçaları olduğunu söylüyor ve kızamık virüsünü bilimsel olarak kanıtlayana 100.000 Euro vereceğini açıklıyor ve kanıtlar için gerekli olan koşulları açıklıyor.
Bir doktor bu teklifi kabul ediyor ve istenilen kanıtları sunmak için 6 bilimsel çalışma yapıyor. Dr. Lanka gereklerin yerine getirilmemesinden dolayı açıklamayı yeterli bulmuyor. Bu tartışma sonucunda olay mahkemeye taşınıyor ve Lanka mahkemeyi kazanıyor!!!
(süreçle alakalı bir çok yayın organı bulunmaktadır, saati ve dakikası ile kaydedilmiş gazeteci ve kamera kayıtları, resimlerle belgeli olarak bir çok internet sitesinde bulunabilir. Sıkılmamanız veya kafanızın karışmaması için bütün detayları vermiyorum, olayı bilmeniz yeterli olacaktır, inanmak istemeyenler de araştırıp bulabilirler)
(bu arada, Lanka davayı kazandı demek, bilimsel olarak geçerli olacak her hangi bir kanıt sunulamadı, yani insanlar hiçbir bilimsel kaynağı olmayan bir aşıya zorlanmaktalar anlamına geliyor)
3. Torsten Engelbrecht: Kanıtlar yerine ideolojilerle çalışmak! Temelde yatan ideolojinin adı ‘’Materyalizm’’, onlara göre hasta edici ve materyal olan virüsler dışarıdan gelir ve sağlıklı vücut hücrelerini hasta eder. Gerçekte okul tıbbının Virüsleri, bir kazada bulunan polis ve itfaiyedir, kazanın kendisi değildir. Yani, bunlar bedenin tamirat için gönderdiği gerekli ve zararsız protein molekülleridir. Spiegel-online yazarı Nina Weber’ın kızamık kanıtları incelemesi, kanıtların o derece yanından geçip gidiyor ki, yanlış bilgilendirme ile aynı oranda değerlendirilebilir!
4. YETİŞKİNLERDE KIZAMIK
Kızamığın yetişkinler için çocuklardan daha tehlikeli olduğuna dair sürekli yeni sorular çıkıyor ve cevaplar yanılgı dolu.
Akut hastalıklar çocukluk çağlarında kısa sürer. Çocuklar ateşlenir ve bu nedenle diğer hastalıklarda da olduğu gibi daha çabuk iyileşirler. Yetişkinler genellikle o kadar ateşlenmezler, yatak istirahati yapmalar ve yemeye devam ederler (iştahları olmasa bile), yine de ateşleri yükselecek olursa bunu özellikle ağır bir hastalık olarak algılarlar. Oysa bu hala genç kalmış olan bir immün sisteminin belirtisidir.
Kızamık bir soğuk algınlığı hastalığıdır. Özellikle kış aylarında olduğu gibi A, C ve D vitaminleri eksildiğinde ateş esnasında tipik cilt kanamaları olur, yetişkinlerde kızamık olduğunda bu durum oluşursa, immün sistemi iyi çalışıyor anlamına gelir. Kızamığın yetişkinlerde tehlikeli olduğu fikri buradan kaynaklıdır. Yüzeysel bir tıp için ateş çok tehlikeli olarak görülür.
Kızamık kendi başına bir varlık değildir, o yalnızca o an çok sağlıklı olmayan bir insan üzerinde soğuğa karşı bir reaksiyondur. Bütün bunların aşı ile bir ilgisi yoktur. Ne var ki aşılar nedeniyle ateşlenme yeteneğini kaybeden insan sayısı az değildir.
Dr. Johann Loibner (23.11.2014)
5. BİR SORU BİR CEVAP
soru: Ağır komplikasyonları nedeninden dolayı, kızamık aşısı yaptırmamanın, başkalarına karşı işlenmiş bir suç olacağını savunan tıp insanları var, sizin bu konuda ki fikriniz nedir? (Dr. med. D. D.)
Cevap: sözde komplikasyonlar düzenlenmiş ve kanıtlanmamış bağlantılar üzerine kurulmuştur ve bu nedenle benim fikrime göre geçerlilikleri yoktur (Hans U. P. Tolzin)
Çok daha fazlası var, aşı hasarı almış çocuklar hakkında tutanaklar, aşı hasarlarının nasıl kamufle edildiğine dair ortaya çıkan belgeler, 2012 yılında otizmin üçlü aşılardan kaynaklı olduğuna onay veren mahkeme, aşıdan sonra ortaya çıkan komplikasyonlara dair karanlık rakamlar, istatistikler, bu konuda sizlere okumaya gücünüzün yetmeyeceği kadar belge sunabilirim. Her kim ki paylaşımlarımı kafamdan uydurduğumu sanırsa baltayı taşa vuracaktır! Sizler bu titizliği göstermediğiniz için başta keseleri doldurmak, kazandıkları paralarla üzerimize daha fazla hükmedebilmek, daha fazla köleleştirmek için yeni çalışmalar yapmak söz konusu olacaktır, bunları biz besliyoruz, elinden tutup doktor amcaya çeke çeke götürdüğümüz her çocuk kanı ve canı pahasına besliyor. Sistemi besleyen sizlersiniz. Korkaklıklarınız, modernlik sandığınız dogmatik güveniniz, bilinçlerinizi kapatıp, araştırmak için keyiflerinizden ödün veremeyişiniz. Sırf bu sorumluluğu alamayacak kadar pasif olmalarınız yüzündendir ki, sizlere bunları anlatan insanlara karşı mıymıntı seslerinizi duyar gibi oluyorum ‘’ama doktorum dedi ki’’…
Ve şu soruma bir akıl sahibi cevap versin istiyorum: madem kızamık aşısı kızamığa karşı koruyor, o halde aşı yaptırmayanlar, aşı yaptırmış olanlar için nasıl bir tehlike oluşturabilir? Aşıdan sonra belli bir süre aşılanan kişiden hastalık bulaşabiliyorsa, bu durumda aşılananlar aşılanmayanlar için daha büyük tehlike olmazlar mı?
Konuyu Alman forumlarından birinde bir bayanın yaptığı yorumun çevirisi ile tamamlamak istiyorum: ‘’bütün bunlar çılgınca, 786 kişinin kızamığa yakalandığına dair korku haberleri veriliyor. Afedersiniz, bundan daha aptalcası olabilir mi? 40 sene önce kızamık bütün çocuklarda görülürdü, yılda 700,000 doğum oranında yüzbinlerce çocuk kızamık olurdu ve kimse kızamıktan korkmazdı. Ben kızamık geçirdim, kız kardeşim kızamık geçirdi ve her zaman birileri kızamık geçirirdi. Kimse kızamıktan dolayı büyük bir problemden bahsetmezdi. ‘’
