SUÇLULUK VE ENDİŞE - İKİ GEREKSİZ DUYGU
Duygu durumumuzu farkındalıkla kontrol etmek üzerine çalışmaz isek, standart sistemimiz kontrolü ele alır. Bir çok insan bu standart sistemin suçluluk ve endişe döngüsünde tutuklu kalmıştır.
Bu iki duygunun her biri bir çubuğun iki karşıt ucunda bulunmaktadır. suçluluk geriye bakar ve kaçınılabilir olarak gördüğü tatsızlıklar ve hayal kırıklıkları için kendini suçlamaya yol açar. Endişe ise ileri bakar, her köşeden tehlike çıkacakmış gibi algılar ve korku yaratır.
SUÇ
Bize kötü hissettiren bir duygudur. Bize çok fazla hizmet etmese de, özür dilememiz için, haksızlıklarımızı onarmak ve dengelemek için, geleceğimize daha fazla sorumluluk bilinci ile yürümemiz için bizi motive eder.
Yaptığımız bir şeyi sonradan 'yanlış' olarak tanımlayıp, insan olarak kendimizi yargıladığımızda
Önemli ve doğru olduğunu düşündüğümüz bir şeyi yapmadığımızda
Başaramadığımızı düşündüğümüzde
Kendimizi suçlu hissederiz.
Bu duygu bizi manipülasyona açık hale getirir. Bu nedenledir ki başkaları bizi bazen vicdanen rahatsız etmek, suçluluk duygusu uyandırmak isterler, böylelikle bize kendi dediklerini yaptırmak isterler. Özellikle ikili ilişkilerde ve çocuk eğitiminde bu duygu bir baskı ve tehdit aracı olarak kullanılır.
SUÇLULUK DUYGULARINDAN KURTULMAK İÇİN
Sorumluluk alın, dik durun, hatanızı kabul edin ve özür dileyin
Yapılan hatanın nasıl telafi edilebileceğini düşünün
Hatanın tekrar etmemesi için davranış stratejisi belirleyin
Yaptığınız yanlıştan dolayı kendinizi affedin
Bu zamana kadar hayatınızda başardığınız şeyleri hatırlayın
Yalnızca bir hatanıza odaklanıp, saplanıp kalmayın
ENDİŞE
Bir yerde okumuştum, aklımda kalanı aktarayım ''endişe sallanan sandalye gibidir, sizi sürekli hareket halinde tutar fakat hiç bir yere götürmez''
Geçmişte ne olmuşsa olup bitmiştir ve endişe gelecek için gerçek bir yardımcı değildir.
Endişe, özel ve mesleki tüm mantıklı önlemlerin alınmasından sonra geriye arta kalan duygudur. Endişe aslında bizi bir şeyin faydası veya potansiyel tehlikesine karşı kanıtsız bir şekilde ön kabullerle hareket etmekten koruyan bir duygudur.
Endişe, huzur bozucu düşünceler yaratır ve korkuyu yükseltir. Bu mental durum bizi etkili çözümler üzerinde odaklanmaktan alıkoyar. Tıpkı korku gibi endişe de tehlike algısından doğan bir duygudur.
Korku, belirli bir tehlikenin işaretlerine dikkat çekip bizi uyum halinden, dengeden çıkaran bir duygu iken, endişelerin yapısında sınır yoktur, içinde bulunduğumuz realiteyi aşar. Gelecekte olabilecek ihtimaller üzerinden endişe duymanın ise bize hiç bir faydası yoktur.
Endişeden kurtulmak için
Endişe zincirini kırmalısınız (sevdiğiniz bir müzik, mizah, meditasyon vs.)
Ne kadar iyi yapacağınıza değil, ne yaptığınıza odaklanmalısınız.
Benzer bir durumu nasıl çözdüğünüzü hatırlamalısınız
Endişe zamanlarınızı planlamalısınız, endişesiz molalar vermeyi disiplin haline getirmelisiniz.
Referans aralığını genişletmelisiniz (Benim durumumda bir başkası, bir arkadaşım olsaydı, ona yardım etmek için ne derdim, onunla nasıl bir strateji geliştirirdim? gibi)
Olası olayların içerisinde iyi yanların ve şansların da mevcut olduğunu unutmamalısınız.
BEYNİNİZDEKİ DÜŞÜNCELERİ GÖZDEN GEÇİRİN
Aklınızdan geçen yıkıcı düşünceleri gün yüzüne çıkarırsanız, kendinize yüzleşmek ve yenmek için olanak sağlamış olursunuz.
Kendinize ''neden hep dünyanın sonu gelmiş gibi düşünüyorum?'' diye sorun ve ''ben daha önce de böyle düşünmüş olduğum zamanları hatırlıyorum, bir şekilde onların üstesinden gelmiştim'' hatırlatmasını yapın.