top of page

HAYVANLARI EVCİLLEŞTİRMEK/ KÂR AMAÇLI ÇOĞALTMAK İÇİN DOĞA TAHRİBATI VE SONUÇLARINA BİR ÖRNEK

HAYVANLARI EVCİLLEŞTİRMEK, ONLARI KÂR AMAÇLI ÇOĞALTMAK İÇİN DOĞA TAHRİBATI VE SONUÇLARINA BİR ÖRNEK


Göçebelikten yerleşik hayata geçti insan, tarımı keşfetmişti ama yetmezdi avlanmadan protein tüketmekte gerekirdi, o halde hayvancılık çok çekici duruyordu. Fakat dengeyi bozmanın bedeli her zaman için ağır olmuştur. Basit bir örnek vermek gerekirse:


Avustralya kolonisine katılmış olan Thomas Austin (1859), Victoria yakındalarında 29.000 dönümlük bir alanda koyun besliyordu. Yarış atları yetiştirdi. Arazisinin bir kısmını avcılık için ayırdı. Arazisi o kadar meşhur olmuştu ki çok önemli isimler düzenli olarak avlanmaya geliyorlardı. İşleri iyice büyüten Thomas İngiltere'den sülün, keklik, yabani tavşan, karatavuk gibi bir çok hayvan getirtmişti. Çok değil iki yıl sonra binlerce tavşanı olduğu ile övünüyordu. On yıl sonra ise her yıl 2 milyon tavşan vuruluyor olmasına rağmen, yılda 130 km hızla ilerleyen tavşanlar önce tüm Victoria'ya ve sonra başka bölgelere yayıldı.


Nihayet her kilometre karede 3000 olarak hesap edilen tavşan sayısı Tavşan vebasının da nedeni olmuştu. Öte yandan tavşanların yedikleri bitkilerin miktarı artık toprağı hem bazı hayvanların yok olmasına hem dengenin bozularak toprak yapısının bozulmasına neden olmuştu. Sonra hükümet bu tavşanları etkili bir şekilde yok edene ödül vereceğini duyurdu. Sonra başladılar hayvanlara eziyet etmeye, yakmak, gazla boğmak, yaşadıkları tünellere gelincik salmak ve aklınıza başka ne gelirse bu zavallı hayvanlara uyguladılar.

Baktılar olmuyor bu kez hayvanlara on yıllar boyunca hastalık bulaştırarak biyolojik savaş yaptılar! Bunların en meşhuru ise 'miksomatöz'. Bu noktada virüsün özel olarak üretildiğini hatırlatmak isterim! Neyse, bu hastalık için sivrisinekler kullanılmıştı ve etkili olmasına rağmen sivrisineklerin üremediği bölgelerde tavşanlar artmaya devam etmişti. Daha sonra bu tavşanlar hastalığa karşı direnç geliştirdiler.


Bilim (peh peh peh) adamları (vay canına) başka biyolojik ajanlar üzerinde araştırma yaptılar (1950'lerden bahsediyoruz, şimdi dünya üzerinde virüslerle ilgili olup bitenleri bir kez daha düşünmekte fayda var). Ve 1995 yılında tavşanlarda kanamalı hastalıklara sebep olacak bir virüs üzerinde çalıştılar (Ebola ise 1976 yılında ilk kez görülmüştü!)


Vau, bilim-adamları, bilen adamlar, her şeyi düşünmüşlerdi, dikkat edilmesi gereken bir husus olduğu için zaten işi bilen yapması gerekiyordu ya! Bu adamlar virüsün anakaraya yayılmaması için çalışmaları bir ada'da yapıyorlardı. Ancak virüs sineklerle anakaraya yayılmayı başardı, olsun sorun değil, netice de tavşan katliamı başarılı olmuştu, başarılı olunan tek şey bu muydu acaba? Yani zavallı tavşancıkları öldürdükten sonra tekrar uslu uslu laboratuvara dönecek kadar, diğer hayvanları evcilleştirdikleri gibi evcil miydi bu virüs? Görevini yaptıktan sonra nereye gitti acaba? Ve buna benzer bir çok örnek var iken, acaba bundan sonra ekolojik denge ile oynanmaması için hangi önlemler alındı? Hangi yasaklar getirildi? Ayrıca, Thomas'ın yaptığının bedelini neden tavşanlar ödedi? Peki ya Thomas? Ona ceza verildi mi? Thomas'a ''Avustralya ve İngiltere'de, gerçek bir ingiliz beyefendisinin iyi bir temsilcisi'' denildi!


O halde size bir çok imkan vaadi veren ve sizin de ''ağam, paşam, beyim'' dediklerinizin gerçekte yapmakta olduklarının sonuçlarının ne olabileceğine bir kez daha bakmanız gerekmez mi?

Tanıtılan Yazılar
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page